İçsel Sessizliğin Kıyısında: Duyguların Fısıltısını Duyabilmek
- nazlicantosunn
- 26 Nis
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 23 May
Bazen kelimelerin ötesinde bir alan vardır. Orada sesler kaybolur, düşünceler dağılır ve yalnızca içsel sessizlik kalır. Bu sessizlik, kaçtığımız boşluk değil; tam aksine, ruhumuzun yankılandığı kutsal bir alandır.
İçinde taşıdığımız tüm duygular, günün karmaşasında bastırılmış fısıltılar gibi bekler.
Onları duymak için, zihnimizi sürekli konuşan sesini durdurmak gerekir.
İşte duygusal farkındalık tam da burada başlar:
Sessizlikte, hiç beklemediğimiz bir anda.
Çoğu zaman duygularımıza isim veremeyiz. Öfke mi, korku mu yoksa yalnızca eski bir anının sızısı mı? Oysa içsel sessizlik bizi o anıya geri götürür, orada sıkışıp kalmış duyguyu bulur ve ona ışık tutar. Sessizlik, unutulmuş parçalarımızı bir araya getiren görünmez bir köprüdür.
Bu yolculukta atılan her adım, görünmeyen yaraların iyileşmesine izin verir. İşte bu, gerçek bir ruhsal dönüşümdür.
Kendimize dönerken, eski benliklerimizi birer birer bırakırız. Her bırakış, ruhumuzun daha derinden nefes almasına izin verir.
Spiritüel yazılar bazen bir kitapta, bazen bir cümlenin ucunda, bazen bir bakışın sessizliğinde bulunur. Ama aslında en derin yazılar, ruhumuzun kendi içinde yazdığı satırlardır. Bu yazılar, bir kalemin ucundan değil; kalbin ortasından dökülür.
Kalpten gelen yazılar, aklın süzgecinden değil, ruhun dokunuşundan doğar. O yüzden kelimeler sessizleşir, anlamlar genişler ve bazen sadece his kalır geriye.
Okudukça anlamazsın, hissedersin.
Sonra bir an gelir, her şey durur.
O anda belki bir gözyaşı süzülür yanağından, belki de hafif bir tebessümle, adını koyamadığın hafiflik kaplar içini.
İşte o an, senin kendi sessizliğinle konuştuğun andır.
Buraya geldiysen, ruhun seni buraya çağırmıştır.
Şimdi sadece sessiz kal... Ve kendi fısıltını dinle.
İctenligin her satırında hissediliyor teşekkür ederim
Sessizlikten doğan bu derin yolculuğu kalbimde hissettim yazıların kalbe dokunuyor emeğine sağlık